VİZE NASIL ALINIR?

Vize Başvurusu İçin Hangi Belgeler Gerekiyor?

Yeşil (Hususi) Pasaport veya Bordo (Umumi) Pasaportunuz ile gitmek istediğiniz ülkelerde vize uygulaması varsa “vize başvurusu” yapmanız gerekmektedir. Bu başvuruyu internet üzerinden veya şahsen yapabilmek mümkündür. Başvuru için yapılması gereken işlemler ülkelere göre farklılık gösterebilse de, genel hatları itibariyle Schengen vize başvurusu için istenen evrakları aşağıdaki şekildedir. Biletall.com ailesi olarak burada yazdığımız bilgiler turistik – gezme – kısa süreli bulunmayı amaçlayan ziyaretler için gereken işlemleri kapsamaktadır.

Schengen Vizesi Ücreti

Vize harcı tüm ülkeler için 60 Avro’dur ve peşin ödeme yapılması gerekmektedir.

Schengen Vizesi İçin Gerekli Evrak ve Şartlar

Vize alma konusunda en önemli konu evrakların eksiksiz teslim edilmesidir. Seyahatiniz eksiksiz ve net bir şekilde planlanmış olması da işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
I. Pasaport geçerlilik sürenizi kontrol etmek önemlidir. Vize başvurusu yaptığınızda pasaportunuzun geçerlilik süresinin en az 6 ay olması gerekmektedir.
II. Ziyaret etmek istediğiniz ülkenin web sitesinden bulabileceğiniz vize talep formunu eksiksiz ve net bir şekilde doldurmalı ve imzalamalısınız.
III. Schengen vizesi için biyometrik fotoğraf çektirmeniz gerekmektedir. Boyutlar konusunda fotoğrafçılardan rahatlıkla yardım alabilir ve vize için belirlenen ölçülerde biyometrik fotoğrafınızı çektirebilirsiniz.
IV. Konsolosluğa, seyahat amacınızı ve planınızı belirten detaylı bir yazı yazmanız gerekmektedir. Hangi araçlarla yolculuk yapmayı planladığınızı, nerede konaklayacağınızı ve şehir değiştirecekseniz bunun detaylı planını yazınıza eklemek vize alma işlemini kolaylaştıracaktır.
V. Gidiş-dönüş uçak biletlerinizin kopyasını dosyanıza eklemelisiniz. Seyahat dilekçesi ile örtüşecek şekilde ekleyeceğiniz diğer vasıta biletleri de işleminizi kolay hale getirecektir.
VI. Konaklama yapacağınız yerin rezervasyon onayını da dosyanıza eklemeyi unutmayın. Eğer uzun bir konaklama planladıysanız ve konaklayacağınız yerleri henüz belirlemediyseniz, ilk 4-5 gün nerede konaklayacağınızı belirtmeniz yeterlidir. Akabinde nerede kalacağınıza sonradan karar vereceğinizi yazınızda belirtebilirsiniz.
VII. Kalacağınız sürenin tamamını kapsayan ve tüm Schengen ülkelerinde geçerliliği olan, asgari 30.000 Euro teminat bedeli olan sağlık sigortasını yaptırmalısınız. Bu acil tıbbı işlemlerin yanı sıra sağlık sorunu nedeniyle kişinin ülkesine geri gönderilmesi gerektiğinde kullanılan bir sigortadır.
VIII. Çalıştığınız iş yerinde ne kadar maaş aldığınızı belirten ve yetkili kişi tarafından imzalanmış gelir belgesini, geçmiş 3 ayı kapsayan SSK Bordrosunu, son 3 aylık hesap özetinizi gösteren ve banka yetkilisi tarafından imzalanmış hesap dökümünüzü, iş yerinizden seyahat süresince izinli olduğunuzu belirten izin belgesini almalısınız.
IX. Araç ruhsatı, gayrimenkul tapusu gibi evrakları sunmanız zorunlu olmamakla birlikte, mal varlığınızı kanıtlayan belgeleri dosyanıza eklemeniz sizin yararınıza olacak ve işlemlerinizi kolaylaştıracaktır.
X. Birkaç ülke gezeceğiniz uzun süreli seyahatlerde Schengen vizenizi, ziyaret ettiğiniz ilk ülkenin konsolosluğundan alarak potansiyel problemlerin önüne geçebilirsiniz.
Altı aylık Schengen vizeniz olsa bile Avrupa Birliği ülkelerinde maksimum 90 gün ikamet edebileceğinizi unutmayın. Keyifli seyahatler.

VİZESİZ GİDİLECEK ÜLKELER

1.VİZESİZ SIRBİSTAN

Sadece hafta sonu bir kaçamak için dahi çok düşük bütçe ile gidilebilecek Sırbistan’ın başkenti Belgrad bizim için olağanüstü bir yurt dışı destinasyonu. Belgrad Seyahat Rehberimiz ve Belgrad Gece Hayatı notlarımızdan detaylı okuyabileceğiniz gibi nefis doğası, tarihi ve kültürel mirası, canlı Avrupa gece hayatı ve sadece 1,5-2 saat uçuş süresi ile sürekli değerlendirilmesi gereken bir fırsat.

2.VİZESİZ RUSYA

Burnumuzun dibinde muazzam bir tarih. Başkent Moskova ve Saint Petersburg en iyi turistik şehirler olarak öne çıksa da, Novgorod, Pskov, Vladimir ve Soçi de iyi destinasyonlar. Dünya’nın en büyük siyasi güçlerinden Rusya, matruşkasından votkasına, Kremlin Sarayı’ndan, edebiyatına, güneşin batmadığı beyaz gecelerinden, trenle baştan başa Rusya hayaline kadar, güzel bir deneyim için bizi çağırıyor.

• Güncelleme: Uçak düşürme krizi sonrası Rusya ile vizesiz seyahat askıya alınmıştır. En kısa sürede bu hakkın tekrar sağlanması dileğiyle.

3.VİZESİZ TAYLAND

Uzak Doğu’nun yakın ülkesi Tayland turu her türlü arayışa hizmet eden düşük bütçeli bir seyahat. Kışkırtıcı başkent Bangkok tam anlamıyla turistik bir vaha. Seks turizminin dünyadaki başkentlerinden Pattaya gece hayatıyla, balayı turizminin tercih edilen destinasyonlarından Phuket doğa harikası plajları ve adalarıyla, ülkenin tamamı da tarih boyu birikmiş alternatif kültürüyle davetkar. Ülkenin çok ucuz olması da ekstra çekici kılıyor. Bu destinasyon için dört özel yazımız için tıklayın: Tayland Gezi Rehberi

5.VİZESİZ TUNUS

Kuzey Afrika’nın Mısır ve Fas’la birlikte bizler için davetkar turistik noktası. Bu üçüne ek Libya ve Cezayir’le birlikte Akdeniz’e kıyısı olan 5 Afrika ülkesinden Tunus vizesiz bir seyahat için doğru bir yer. Sahra’nın içine kadar uzanan çöllerinde safari yapabilir, kıyılarından dalabilir, meraklısıysanız büyük pistlerde golf oynayabilirsiniz. Başkent Tunus’un gece hayatı, casinoları, ülkenin zengin mutfağı, hoşgörülü dini hayatı, yerel likörleri, Cap Bon Burnu’nun bahçeleri aynı anda hem devasa çölleri hem kocaman sahilleri, hem kup kuru doğayı hem yemyeşil vahayı bir arada sunan zengin bir davet.

6.VİZESİZ MAKEDONYA

Sadece Ohrid, Makedonya’yı bu listede üst sıralara çıkarıyor. Bedavadan biraz pahalı olan fiyatları, başkent Üsküp‘teki korunmuş Osmanlı izleri ile kentin bu kısmının Anadolu’ya benzerliği, Türkçe’nin çok geçerli bir dil olması, kentin diğer yarısındaki acayip büyüme ve AB Üyeliği peşinde saçma sapan çalışmaların, heykellerin falan komedisi ancak Üsküp’e sadece 17 km mesafedeki Kanyon Matka‘nın ruhumuza dokunuşu insana kendini iyi hissettiriyor. Makedonya gezi notlarımızı Makedonya Seyahat Rehberi‘nde okuyabilirsiniz.

7.VİZESİZ LÜBNAN

Sadece zamanından kalan “Ortadoğu’nun Paris’i” unvanına sahip Lübnan’ın başkenti Beyrut ve Beyrut Civarında Görülecek Yerler sebebiyle birle en az beş günü dolu dolu dolduracak, çokça iç çokça dış savaş geçirmiş Akdeniz’in hüzünlü doğu toprakları, gerek yakın kültürümüzün bize eşlik edeceği tanışıklık, gerek bizden uzak yabancı bir toplum yaşamının doyuracağı keşif arzusu ile müthiş bir turizm destinasyonu. Lübnan Gezi Rehberi‘mizde belli başlı notlarımızı okuyacağınız Lübnan turu hepimize; kültürel gezi, dini öğreti, hoşgörünün ne demek oluşu, tarih, entelektüellik, eğlenceli ve canlı Beyrut gece hayatı, korunmuş doğal zenginlikleri, Beyrut’ta alışveriş keyfi, Bekaa Vadisi’nde yaşayan bir coğrafyanın izlerini sunuyor. Mutlaka önceliklere alın.

8.VİZESİZ BREZİLYA

Sıcak, samimi, doğal, eğlenceli, canlı, renkli, davetkar… Tek sorunumuz mesafe. Türkiye’den Brezilya’ya gitmek gerçekten biraz zor ve pahalı ama bu sorun halledilirse Güney Amerika’nın bu muhteşem ‘kafa’sı tam bir cazibe merkezi. Sahilleri, insanları, festivalleri, karnavalları, susmayan müziği, durmayan dansı, güneşi, enerjisi, direnişi, sokak olayları, sokağın kendisi ve mutlu insanları. Henüz gidemediğimiz için duyum ve hislerimizi sıraladık, sanırız gidersek yazmakla bitmez Brezilya anıları.

9.VİZESİZ KARADAĞ

Balkanların zengin deniz ülkesi Karadağ tam bir keşfedilmemiş cennet. Avrupalı turistler ve Dünyalı gezginler tarafından sıklıkla tercih edilen bu destinasyon gerçekten yine bir hafta sonu kaçamağı için dahi gidilecek bir yer. Bizim güney sahillerinde 1 haftalık 5 yıldızlı tatilde harcanacak saçma parayla Karadağ’da 1 ay yaşanabilecek olması, civarındaki birçok ülkeye vizesiz seyahat ile balkan turu yaparak çok rahat gezme imkanı, cennet koyları, Budva‘nın olağanüstü enerjisi ve uygun fiyatlı lüks turizm hizmeti reddedilemez bir öneri. Karadağ Gezi Notlarımızda birbirine yakın 4 destinasyonun notlarını okuyabilir ve uygun uçak biletleriyle Karadağ’a ister koca bir yaz tatili için, ister hafta sonu kaçamağı için isterseniz ciddi bir Balkan keşfi için gidebilirsiniz.

10.VİZESİZ GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ

Kıta Afrika’sının Avrupalı ülkesi GAC, modern yapısı, iki okyanusa birden kıyılarının olması, şehirciliği ile Dünya’ya Cape Town ve Johannesburg gibi hediyeleri, eşcinsel evliliği serbest bırakan 5’inci ülke olacak kadar ileri demokrasisi, mücadele tarihi, 3 başkenti, deniz ve su sporları, ılıman iklimi, çeşitli bitki örtüsü ve doğal yapıyı bir arada sunan geniş toprakları, çölleri, dağları ve sahilleriyle Afrika’nın cazibe merkezi Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gitmek için de tek engelimiz 13 saatlik direkt uçuş süresi ve çok pahalı olan uçak bileti ücretleri. Yeri gelmişken vefatının hemen ardına yazdığımız yazıyla Nelson Mandela‘ya bir selam çakalım.

11.VİZESİZ JAPONYA

Uzak Doğu’nun manyaklığı Japonya özellikle iş seyahatlerinde vatandaşlarımızın tercihi oluyor. Gelişmiş teknolojisi ile çılgınlık derecesindeki şehirciliği, genel dünyaya göre gerçekten farklı bir kültür yaşayan ve bunu çok güzel koruyan insanları, bu küçük ada ülkesini ziyaret edilecek ülkeler listesine alıyor. Ancak fiziki mesafelerimizin uzaklığı, pahalı uçak biletleri ve Japonya’nın gerçekten dünyanın en pahalı ülkelerinden biri olması nedeniyle orada harcanacak bütçenin zorlayıcılığı bu seyahati erteleten handikaplardan.

12.VİZESİZ PASAPORTSUZ GÜRCİSTAN

Birbirine bu kadar yakın olup bu kadar kopuk turistik ilişkileri olan iki ülke için vizelerin kaldırılması büyük bir fırsat sundu ve Karadeniz’in tüm illerinden otobüsle, hatta Artvin’den dolmuşla gidilen bu güzel ülke bizler için sık gidilen bir yer halini aldı. Tiflis Gece Hayatı’nı da içeren notlarımız Tiflis Gezi Rehberi‘nde. Bırakın vizeyi KKTC ile birlikte pasaport dahi gerekmeksizin gidebildiğimiz Gürcistan doğası, casinoları ve hamamları ile bizi çağırıyor. İstanbul’dan günde 8,9 uçak seferi olması ve son derece uygun fiyatlarla bilet bulunması da cabası.

13. VİZESİZ FAS

Afrika’nın Avrupa’ya açılan kuzey kapısı, Raban, Kazablanka, Tanger, Marakeş ve Fez şehirlerini Dünya’ya armağan etmiş. Uygun bütçeli bir seyahat için bulunmaz fırsat. Doğası, tarihi ve tek başına Sahra çölü ile gezginlere yepyeni bir bakış açısı sunan ülke plajları,ihtişamlı dağları, kraliyet sarayları,vahaları ve yerel kültürün en güzel yansıması olan köyleriyle baharat kokuları eşliğinde düşük bütçeli, yakın, vizesiz turistik bir cennet. Dünya’nın en eski antik şehirlerinden biri olan Fez için gezi notlarımız: Fez Seyahat Rehberi‘nde.

14.VİZESİZ ARJANTİN

Türkiye’nin 3,5 katı büyüklüğündeki topraklar ve ancak 40-42 milyon kadar nüfusuyla sakin bir doğa harikası. Avrupalı koloniciler tarafından kurulmasının mirası ile Avrupalı bir yaşamı Güney Amerika’nın neşesiyle birleştirmiş, eğlenceli, canlı, renkli, demokrat, modern bir ülke. Arjantin’in “Birlik ve Özgürlük içinde” sloganı yaşam biçimini özetliyor aslında. Başkent Buenos Aires başlı başına 2 haftalık bir gezi noktası olurken Arjantin de fiziki mesafemizin uzaklığı ve pahalı uçak biletleri sebebiyle hadi gidelim demek için bizleri biraz zorluyor.

15.VİZESİZ SURİYE

Güneydoğu komşumuz, tarihi bağlarımız ve ortak kültürümüz, akrabalık ilişkilerimiz gibi sebeplerle ziyarete değer olarak görülse de büyük kentler Şam, Halep, Humus ve Hama ile küçük kentler ve çöl köylerinin tamamı ciddi bir tarihi mirasın üzerine yerleşiyor. Hicaz Demiryolu İstasyonu’ndan Halep Kalesi’ne, çarşılardan camilere, Hırıstiyan köylerinden Asi’nin sularına, Akdeniz’in doğu limanlarına kadar; Musa’nın toprakları, İsa’nın toprakları, insanlığın toprakları burnumuzun dibinde ve siyasi istikrar tekrar sağlandığı anda en azından muhteşem yemeklerini yemek için bizi çağırıyor. (Günümüzde tüm vicdansızlığıyla devam eden iç savaş ne yazık ki ziyareti pek güvenli kılmıyor.) 

16. VİZESİZ PASAPORTSUZ KKTC

Yaz turizmi, deniz kum güneş üçgeni, casino kültürü ile yavru vatan KKTC dünyanın birçok ülkesi tarafından resmi olarak tanınmasa da bizim en yakın komşumuz. Fiziki olarak daha yakın komşularımızla kuramadığımız iyi ilişkilerimiz tarih boyu bir tek KKTC ile hep korundu. Ülkenin ciddi geçim kaynaklarının başını da Türkiye’den giden üniversitesi öğrencilerine sağlanan paralı eğitim ve ‘iç’ turizm gelirleri oluşturuyor. Bizim favori destinasyonlarımızdan değil, hiç olmadı, olacağını sanmayız ancak gitmemek için hiçbir bahane üretilemeyecek kadar kolay. Uçak biletini biraz erken rezervasyonla ve hafta içine denk getirirseniz de oldukça uygun fiyatla gidebilirsiniz.

Bonus: DİĞER VİZESİZ BALKAN ÜLKELERİ

• Bosna Hersek: Saraybosna Gezisi, Mostar Turu ve Poçitel şehir rehberlerimizin Bosna ayağını oluşturuyor. Bkz: Bosna Hersek Gezi Notları
• Arnavutluk: Sadece kendisi için direkt gitmeyi önermediğimiz başkent için Tiran Gezi Rehberi‘mizi okuyabilirsiniz.
• Kosova: Avrupa’nın en genç başkenti Piriştine ziyaretimizden Piriştina Gezi Rehberi’miz bulunuyor. Önermeyiz ancak gitmek isteyenlere faydalıdır.
• Moldovya: Biz henüz gitmedik ancak tarih boyunca sürekli işgal altında kalmış ülke de önemli bir vizesiz turistik değerdir. Özellikle gece hayatı ile öne çıkan başkent Kişine, doğa harikası Dinyester Vadisi ve Trispol şehirleri turistik ana rotalar. Tüm ülkede de tarihi bir miras olduğunu unutmamak lazım.

Vatikan

VATİKAN GEZİLECEK YERLER

Vatikan’da Görülecek Yerler

Şehrin tamamı göz önüne alınacak olursa Vatikan’da Gezilecek Yerler hem çok çeşitli hem de sayıca çok fazla. Başta Vatikan Müzeleri & Sistina Şapeli olmak üzere yukarıdaki haritada konumlarını da gösterdiğim her yerden kısaca bahsedeyim.

1. Vatikan Müzeleri & Sistina Şapeli

Vatikan Papaları’nın sanat düşkünlükleri ile ruhani öğretileri görsel araçlarla yayma, kitlelere kabul ettirme amaçlarının birleşiminden doğan ve yüzyıllar içerisinde sayısı hızla artan sanat eserleri koleksiyonlarının sergilendiği Vatikan Müzeleri, Papa IX. Sixtus için yapılan ancak Michelangelo, Boticello gibi ustaların eserleriyle bugün dünyanın her yerinden gelen gezginlere kapısını açan Sistina Şapeli Vatikan’da görülecek yerler arasında ilk sırada.
Hatta bu müzeler o kadar önemli ki hakkında daha detaylı bilgileri Vatikan Müzeleri & Sistina Şapeli yazımda okuyabilirsiniz.

2. Pietro Bazilikası

Sanırım Vatikan içerisindeki en popüler ve de en çok ziyaret edilen yer St. Pietro Bazilikası. Kubbesi Michelangelo, iç dekorasyonu Bernini ve yapının kendisi Rönesans ve Barok Dönemi’nin en önemli mimarları tarafından tasarlanan kilise Aziz Petrus’un mezarının bulunduğu yerde, daha önceki bazilikanın üzerine 1506 yılında inşa edilmeye başlanmış ve yapımı yüz yıldan fazla sürmüş.
Bugün ise Katolikler için bir hac noktası. 11 şapel, 45 altardan oluşan ve resim, heykel başta olmak üzere sayısız sanat eserine ev sahipliği yapan St Pietro Bazilikası Vatikan’da Görülecek Yerler listesinin ilk ve en önemli durağı.

Buraya ziyaret edecekseniz sizlere sadece kilisenin içini değil, düşük bir ücret ödeyerek ve biraz merdiven tırmanarak kubbesini de görmenizi tavsiye ederim. Kilisenin içi hem kubbeye çıkarken yukarıdan büyüleyici görünüyor, hem de kubbeden Roma manzarası. St. Pietro Bazilikası’nda sayısız sanat eseri olduğunu söylemiştim ancak sizlere mutlaka görmenizi önerdiklerim ise;

Pieta, St. Pietro Bazilikası

• Kilisenin zemin katının altında yer alan ve Aziz Andrew Heykeli’nin yanındaki mermerden inilen, eski papalar ve bazı kraliyet ailesi üyelerinin mezarlarının yer aldığı Grotto,
• Michelangelo’nun 25 yaşındayken yaptığı, kucağında ölü İsa’yı taşıyan Meryem’i gösteren ve son derece hüzün verici bir heykel olan Pieta,
• Arnolfo di Cambio’nun bronz Aziz Petrus heykeli,
• Bernini’nin Papa VII. Alexander Anıtı,
• Giotto’nun 13.YY’dan kalma İsa ile Aziz Petrus’u balık avlarken resmeden Angelo della Navicella mozaiği,
• Maria Clementina Sobieski’nin Mezarı ve üzerindeki anıt,
• Aziz Petrus’un tahtı,
• Baptistery, Cathedra Pedri, Navicella, Our Lady of the Column ve Sacred Heart heykelleri, freskleri ve resimleri de mutlaka görmeniz gereken eserler arasında.

3. Pietro Meydanı

Aziz Petrus Bazilikası’nın kubbesinden manzara…

Ünlü usta Bernini tarafından 1656–1667 yılları arasında yapılan St. Pietro Meydanı St. Pietro Bazilikası’nın hemen önünde, Castel Sant’ Angelo yönüne doğru konumlanmış durumda. Gerçi meydan o kadar büyük ve o kadar dikkat çekici ki gözden kaçırmaya imkan yok. Zaten yukarıda bahsettiğim St. Peter’s Bazilikası’nun kubbesine çıkmaya karar verirseniz oradan göreceğiniz manzara da bu meydanla başlıyor.
Meydanda, Bernini’den de önce oraya 1586 yılında getirildiği düşünülen bir Mısır sütunu yer alıyor ve bunun dışında elips şeklindeki meydanda sütunlar ve yüzlerce Katolik Aziz’inin heykelleri de görülmeye değer eserler arasında.

4. Castel Sant’Angelo

Museo Nazionale di Castel Sant’Angelo Müzesi’ne ev sahipliği yapan kale aslında ilk başta İmparator Hadrian’ın mozolesiymiş. Ortaçağ’da bir kaleye dönüştürülen yapı tarihi boyunca sayısız savaş ve trajediye tanıklık etmiş. Burada mutlaka görmeniz gerekenler ise;

• Ölülerin küllerinin saklandığı Sala delle Urne,
• Papa III. Paul için yapılan görkemli fresklerin bulunduğu Sala Paolina,
• Benzersiz bir manzarası olan Terrazzo dell’Angelo Terası.

5. Porto Santa Spirito Kapısı

Papa IV. Leo’nun M.S. 845 yılında şehri yağmalamaya çalışan Sarazenler’e karşı yaptırdığı 3 kilometrelik bir surda yer alan tarihi kapı zamanla deforme olunca 1543 yılında Mimar Antonio de Sangallo tarafından yenisinin yapımına başlanmış, ancak kapının yapımı tamamlanamamış.

6. Santa Spirito in Sassia Kilisesi

Şapeller ve Nef’i nefes kesici fresklerle kaplı, tarihi bir saat kulesi de bulunan kilise 8. YY’da burada yapılmış olan bir kilisenin yine mimar Antonio de Sangallo tarafından restore edilmiş, hatta aslında baştan yaratılmış hali. Kilise turistik ziyaretlere açık.

7. Santa Spirito Hastanesi

Bir hastanenin turistik ne gibi bir özelliği olabilir derseniz size “tarihi ve mimarisi” diyebilirim ve Santa Spirito’yu Vatikan’da Görülecek Yerler yazısına almamın sebebi de bu.
Roma’nın en eski hastanesi olan Santa Spirito özellikle yoksul hastalar için yapılmış. Bu arada o dönemde istenmeyen bebekler de döner bir fıçıya koyularak (ki bu annenin kimliğinin gizli kalmasını sağlıyormuş) hastaneye bırakılıyor ve bu öksüz çocuklar burada kendilerine ayrılan bölümde büyütülüyorlarmış. Bugün hastanenin bir kısmı hala çalışıyorken bir kısmı da (sekizgen şapeli) turistik ziyaretlere açık.

8. Palazzo del Commendatore

Santa Spirito Hastanesi’nin yöneticisi Commendatore’nin evi olan sarayda hastanenin kuruluş öyküsünü betimleyen fresklerle kaplı sundurma, bir değirmen ve tarihi bir saat görülmeye değer eserler arasında. Sarayın bugün sadece avlusu halka açık ki görülmesi gereken eserler de orada zaten.

9. Palazzo dei Convertendi

Ünlü usta Rafaello’nun bir süre yaşadığı ve 1520 yılında vefat ettiği ev. Aslında sarayın kendisi ziyaretlere açık değil ancak bu estetik harikasını dışarıdan görebilirsiniz.

10. Palazzo dei Penitenzieri

Papa II. Julius della Rovere tarafından Kardinal Francesco Alidosi’ye hediye edilen saray birkaç kez daha el değiştirdikten sonra bugün bir otel olarak işletiliyor. Ancak hem mimarisi hem de bazı yerlerindeki canlı freskler görmeye değer.

11. Santa Maria in Traspontina

Bir Karmelit Kilisesi olan Santa Maria in Traspotina Vatikan’da Görülecek Yerler yazısındaki son kilise. Papa VI.Alexander Borgia’nın eskiden kilisenin yerinde olan piramiti yıktırmasını betimleyen resimler, savaş motifleriyle süslenmiş freskler ve tarihi sütunlarla süslü kilise ziyarete açık ve zamanınız olursa uğramanız gereken yerlerden.

12. Borgo

Eskiden St Pietro Bazilikası’na gelen hacıların yol üzerinde mola verdiği, hatta uzun süre konakladığı bir bölge olan Borgo aslında hala aynı amaca hizmet ediyor. Eski atmosferi belki biraz kaybolmuş ancak ara sokaklarını keşfetmek yine de çok keyifli.

13. Vatikan Koridoru

Vatikan’ı Castel Sant’Angelo kalesine yer altından bağlayan geçitler zamanında hem tehlikeli durumlarda kaçış hem de Borgo Bölgesi’ni kontrol edebilme amacıyla yapılmış ancak günümüzde artık kullanılmıyor. Öte yandan turistik ziyaretlere de açık değil fakat dolaştığınız sokaklarda yerin altında böyle bir koridor olduğunu bilmek istersiniz.

14. Palazzo Torlonia Sarayı

Aslında bu da ziyarete açık olmayan yerlerden biri ancak mimarisi çok etkileyici olduğu için Vatikan’da Görülecek Yerler yazısında bahsetmek istedim. 15. YY’da Kardinal Adriano Castellesi tarafından yaptırılan saray yüzyıllar içerisinde defalarca el değiştirmiş hatta sarayın çevresi de zamanla değişmiş. Ancak Torlonia Sarayı ilk günkü sade güzelliğini koruyor.

Vatikan Nerede ve Nasıl Gidilir?

Vatikan’da Görülecek Yerler ile ilgili kısa bilgiler verdikten sonra buraya nasıl gidileceğinden de bahsedeyim. Öncelikle; şehir Roma sınırları içinde olduğu için Roma’ya gitmelisiniz. Roma’da Vatikan’a ulaşım ise;

• Eğer konaklamanızı Piazza Navona, Pantheon, Campo di Fiori civarında yapıyorsanız yürüyerek 15-20 dakikada Vatikan’a ulaşabilirsiniz.
• Metro ile gitmeyi tercih ederseniz A hattını kullanarak Ottaviano İstasyonu’nda inip, St. Pietro Meydanı’na 5 dakikada yürüyebilirsiniz. Metronun C hattı da buradan geçiyor ancak bildiğim kadarıyla henüz bu hat açılmadı. Ayrıca 19 numaralı tramvay ile Villa Borghese’den Vatikan’a ulaşım da mümkün.
• Otobüsle gitmeyi tercih ederseniz 40 ve 64 numaralı otobüsleri Termini Tren İstasyonu’ndan Vatikan’a, 81 numaralı otobüsü Kolezyum’dan Vatikan’a gidebilirsiniz

YENİLECEK YEMEKLER

Pizza&Makarna

• Pastificio, Via Della Croce 8: İspanyol Merdivenleri’nin yakınlarındaki yer alan bir makarna fabrikası. Her gün saat 13-15:00 arasında 2 çeşit makarna yapıyorlar. Turistler 13 olmadan sıraya girip uzun kuyruklar oluşturuyor. :) 4 EUR’a satılan bu makarnanın yanında şarap da ikram ediyorlar. Yalnız şaraplar dükkan içerisinde yiyecekler için ikram ediliyor. Roma’da bulunduğumuz süre boyunca 2 kez gittik, mutlaka siz de deneyin. :)

• Dar Poeta, Vicolo del Bologna 45: Ferzan Özpetek’in yaşadığı ve en sevdiği bölge olan Trastevere’de yer alan muhteşem bir pizzacı. Menüsünde 20 küsür pizza yer alıyor. Patatesli pizzalarına bayıldık. Bir de pul biber kıvamında güzel bir acıları var, onu da ekledik pizzaya. Çok aç değilseniz bol mozarella toplarının yer aldığı Caprese salata deneyebilirsiniz. Yemekten sonra ise yediğimiz en güzel nutellalı, maskarponeli pizzayı Dar Poeta’da yedik. Nutellalı pizza için biraz yer bırakın. ;) Patatesli pizza, caprese, nutellalı pizza, espresso ve şaraba 35 EUR ödedik.

• Da Baffetto, Via del Governo Vecchio, 114: Akşam 18’den sonra açılan bu pizzacı 2 katlı ve dışarıda da masaları bulunuyor. Bu kadar kapasitesi olmasına rağmen insanlar saat 18:00 olmadan sıra oluşturmaya başlıyor. Sıra bekleyip dışarıda oturduktan sonra menüden iki pizza seçtik.  Pizzalar inanılmaz ince, lahmacun inceliğinde. Roma ve Floransa’da yediğimiz pizzalardan epey farklı. Abartıldığı kadar iyi olmayan bu pizzacıyı beğenmedik.

• Pinsere Roma, Via Flavia 98: Take away hizmet veren bu pizzacıyı Roma’dan ayrılacağımız gün bir arkadaşım instagram’dan yazdı. Daha sonradan incelediğimizde kaçırdığımıza çok üzüldük. Siz mutlaka gidin. Cumartesi ve Pazar günleri ve saat 16:00’dan sonra kapalıymış, ona göre kendinizi ayarlayın.

Kahve&Tatlı&Dondurma

• Tazza D’oro, Via degli Organi 84: Pantheon’un hemen karşı sokağında yer alan bu kahveci ise Roma’daki favori kahvecimiz. Kendi kahvelerini kavuran, aynı zamanda bir sürü kahve çekirdeği satan bu dükkana mutlaka uğrayın. Double cappucino, double espresso toplamda 4 EUR. Paket kahve ve makapot aldık. Roma’da kaldığımız süre boyunca 3 kez bu kahveciye gittik. Biraz fazlaca yoğun ancak sıraya girip mutlaka kendinize bir kahve alın. Paket kahve almak isterseniz dükkanın girişinde yer alan otomatlardan da kahve alabilirsiniz. :)

• Sant’ Eustachio Il Caffe, Piazza di Sant’ Eustachio 82: Pantheon’un yakınında yer alan bu kahveci kendi kahvelerini kavuruyor. Roma’da en beğendiğimiz kahvelerinden biri burası. Kasada siparişleri ödeyip, bara gidip kahvenizi içiyorsunuz. Dışarıdaki masalarda oturarak kahve içmenin bedeli ise daha farklı. Masada oturmak için kişi başı ekstra 5 EUR ödemek gerekiyor. 5 EUR’yu duyunca bu fiyata birer kahve daha alabileceğimizi düşünüp vazgeçip dükkandaki hediyelik eşyalara yöneliyoruz. Espresso bardağı, bez çantaları ve taş magnetlerini beğendik. Birer espresso bardağı, Roma hatırası için çok uygun.

• Antico Caffe Greco, Via dei Condotti 84: 1760’tan beri hizmet veren bu kafe, Roma’da gidilecek tüm listelerde yer alıyor. Biz de kahve içmek için buraya uğradık. İspanyol Merdivenleri’nin hemen karşısındaki lüks bir sokakta yer alıyor. Turistik de bir yer olduğundan epey pahalı. Bir espresso ve bir cafe latte’ye 16 EUR ödedik. Biz gittik, siz gitmeyin.
• La Bottega del Caffe, Piazza della Madonna dei Monti 5: Madonna Meydanı’nda yer alan çeşmenin hemen önündeki cafe. Pazar günleri hemen yakınında yer alan kiliseden sonra İtalyanlar kahvaltıya buraya geliyor. Paninilerine ve kahvelerine bayıldık. Özellikle kahvenin yanında gelen ikram tatlılar kalbimizi fethetti.

AMERİKA

1. Walt Disney World - Florida

Florida'da bulunan Disneyland yada Walt Disney World muhakkak gezilmesi gereken yerlerden birisidir. Narcos dizisi ile tanıdığınız (Ben daha önceden tanıyorum aslen anne tarafım Medellin göçmedi) Pablo Escorbar bile Walt Disney World'e gelmiş ve çocuğu ile gezdiğinde en çok beğendiği yer olmuştur. Walt Disney abimize bize bıraktığı bu miras için teşekkür ediyor ve geçiyoruz.

2. Times Square - Manhattan, New York

Spider Man'ın bir çok kez üzerinden ağları sağa sola fışkırtırken geçtiği bu güzide mekan dünyanın her yerinden her çeşit insanın bir araya geldiği bir toplanma alanı denebilir. Her çeşit insanı bulmak mümkün olan bu alanı bir çok kez gene Amerikan filmlerinde görmüşüzdür. Muhakkak gezilmesi görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır. 24 saat kesinlikle hayat vardır. 1 dakika sokağın boş kaldı görünmemiştir. Meşhur Billboardlarını bilmeyen yoktur. Gidin ve görün bu yer bir harika dostum.

3. Fenway Park- Boston

Boston Red Sox takımın maçlarını yaptığı bu beyzboll sahası o meşhur birasını içip maç izleyen adam karakterleri ile dolu. Boston'a yolunuz düşürse eğer kesinlikle buraya gidin ve Beyzboll maçı izleyin derim. Köklü tarihi açısından da önemi vardır. Selfy alın derim acaip havanız olur, muhakkak şapka takın NY yazan şapkalardan olmasın sakın. :)

4. Mount Rushmore -South Dakota

South Dakota 'da bulunan bu güzel yapılar sanat olmasının yanında ABD'nin kuruluşunun 150. yılı anısına yapılan bu anıtlarda George Washington, Thomas Jefferson, Abraham Lincoln, Theodore Roosevelt başkanların suratlarının heykeli vardır. buraya gidip bu burjuva abilerimizi görmekte fayda var. Politik bakış açılarımızı bir kenara bırakırsak gerçekten güzel yapılar.

5. Taos Pueblo - New Mexico

New Mexico'daki bu evler Amerika'nın asıl sahipleri olan yerli halkları görmek için en ideal yerlerdir. Tarih boyunca beyaz adamlar tarafından katledilen kızılderelilerin asimile olmayan bir kısmı burada yaşamını sürdürmekte. New Mexico'dan 100 km uzakta araba ile 1 saatte gidersiniz. Buradanın en önemli yanlarından birisi ise, tarihine hiç dokunulmamış olmasıdır. 19.yy'dan izler bulmak mümkündür. yalnız evlerin üstü tam assasins creed'te free run yapmalık değil mi ya. :D

6. Big Sur - California

Dr.Dre'nin I Need A Doctor şarkısının klibini çektiği bu yerleri klibi izlediyseniz hatırlayacaksınız. Dr. Dre misali son gaz basmayın malum virajları tehlikeli neyse konuya dönersek. Burası da ABD'e gidipte görülmesi gereken en önemli yerlerden birisidir. Bir nevi cennetten görüntüler vermektedir. Güneş batımı dünya'da en iyi burada izlenir. Kesinlikle akşam üzeri gidin. Hatta gece ayı izlemek olağan üstüdür.

7. Grand Canyon - Arizona

Çocukluğunuza inin ve hatırlayın Road Runner , Coyote kardeşimize ne eziyetler etmişti o çizgi filmde işte o yüksek dağlardan yere çakılan Coyote kardeşimiz burada o zor günlerini geçirmişti.

Çevresini otellerden daha çok kamp alanlarının oluşturduğu bu güzel yer Las Vegas'a da yakındır. Burada ise sabah güneşini izlemek olağan üstü güzeldir.

9. Golden Gate Bridge - San Francisco

Arada sırada intihar vakalarına ev sahipliği yapsa da, öyle bir niyetle gitmediğiniz sürece ABD'de görülmesi gereken en güzel yerlerden birisidir. 1930 yılında yapılan bu köprünün üzerinden Angel ve Alcatraz adaları görünmektedir. Burası ile ilgili tavsiyem Bisiklet ile gidin, Bisikletler için ayrı yol ayırmışlardır. ABD'de görülebilecek en iyi yerlerden birisidir.

10. Jefferson Memorial - Washington

Thomas Jefferson bilindiği üzere ABD'nin bağımsızlık mücadelelerinde önemli rol oynayan bir abimiz. (Günümüz ABD'sine girmeyeyim çıkamam.) Bu abimiz köleliğin kaldırılması içinde uğraşmıştır. Aynı zamanda bugünlerde baş belası olan doların para birimi olarak kullanılmasını başlatan başkandır. 

Dönemin en ilerici karakterlerinden birisi olan ve önemli izler bırakmış olan Jefferson abimiz hakkında daha fazla bilgi almak için buraya kesinlikle gidin derim.

11. Millennium Park - Chicago

Dışı ayna olan dev fasulye tanesi The Bean gerçekten görülmesi gereken bir yapı. Chicago'ya yolunuz düşerse ki düşmeli güzel şehirdir. Bu fasulyeyi görün derim. Tasviyem öğle saatlerinde gidin. Güneşli havada fasulyenin aynası müthiş bir görüntü veriyor.

12. Hollywood, Los Angeles, California

Hollywood filmlerini bilmeyen ölsün diyerek konuya giriyorum. O meşhur Amerikan filmlerinin yuvası burasıdır. Los Angeles'ta bulunan Hollywood için şöyle ufak bir not düşeceğim. O eğlence dolu caddelerden fazla uzaklaşmayın keza arka sokaklarında çiş kokusu çok fazla, sarhoşu da çoktur. Ama şunu unutmayın bastığınız kaldırıma dünyanın en ünlü yıldızları basmıştır. Ve o izler hala bulunmaktadır :)

13. Grand Prismatic Spring - Yellowstone

Dünyanın en büyük su kaynaklarından birisi olan bu yer bırakın Amerika'yı dünyada görebileceğiniz nadir alanlardan birisidir. Sakın bu suya gireriz diye düşünmeyin aşırı sıcak halleri vardır ve ölümcüldür. uzaktan selfy çekmeye birebir yer. Yolunuz kuzeye düşerse kesinlikle görmelisiniz. Doğal Havuzun kenarlarına renkliliği veren sıcak su bakterileridir. Tekrar ediyorum sakın girerim falan sanmayın ki zaten sokmuyorlar. Bu olağan üstü görsel şölen kaçırılmamalı

NELER YENİR?:

1. Mac&Cheese

Kuşkusuz bir çok Amerikan filminde gözümüze çarpan o sarı soslu makarna İngilizlerin çedar peynirinden ve İtalyanların makarnasının birleşiminden geliyor.

Yapması kolay, yemesi keyifli bizden söylemesi.

Tarif için tıklayın.

2. Barbekü Soslu Kaburga

Amerika dendiğinde akıllara gelen diğer bir yemek ise barbekü soslu kaburgadır çünkü onlar barbekü yapmanın büyük bir fanı diyebiliriz.

Aynı şekilde yapması kolay, yemesi ise mutlaka elle olması gereken bir tarif. Reçete hemen burada!

3. Hindi

Şükran gününde yaptıkları bu hindi Amerika'nın en önemli geleneklerinden biri.

Büyüklüğü ve tabaklarca çıkan porsiyonu ile bereketi simgelediği düşünülüyor.

Tavuktan biraz sıyrılıp farklı seçenekler denemek isterseniz, buyurun tarif için burayagelin.

4. Gravy Sos

Yine Şükran Günü'nde ya da fırında yaptıkları etlerin üzerine gezdirdikleri yoğun bir sos olan Gravy, aynı zamanda patates püresinin yanında da harika sonuçlar veriyor.

Tarif için tıklayın.

5. Clam Chowder

New England bölgesinden gelen ve harika bir tarif olan bu çorba kıyı bölgelerinden çıkan midye ile yapılıyor. Bunun yanı sıra patates ile koyulaştırılan bu yoğun çorba aynı zamanda domates eklenerek de bazı bölgelerde tüketiliyor.

Sunumu ise ekmeğin içinde!

Tarif için buraya tıklayın.

6. Bisküvi

Kentucky Fried Chicken'da yediğimiz o pufidik ekmek var ya, hah işte o Amerikalıarkadaşlarımızın bize sunduğu gastronomi harikalarından biri.

Tarifi sakın kaçırmayın çünkü çok az malzeme ile çok hızlı yapılan bir tarif!

Hemen eller buraya!

7. Buffalo Tavuk Kanatları

İnanır mısınız bu tarif için bile onlarca özel restoranları var.

Özelliği ise sosun acılığının 1'den 10'a kadar yükselmesi. Genelde kereviz sapı ve rokfor ya da ranch sos ile servis ediliyor.

Siz evde istediğiniz acılıkta yapabilirsiniz tarifi hemen burada.

8. Tex-Mex Yemekleri

Amerika ile Meksika'nın sınır komşuluğundan dolayı pek çok tarifi paylaşıyorlar.

Tex-Mex'in açılımı ise Texan ve Mexican'dan geliyor.

Aralarında nachos, guacamole, burrito, fajita, chili con carne gibi pek çok Meksika mutfağından seçmeleri bulabileceğiniz bu tariflerden birini sizin için seçtik.

Nachos tarifi için tıklayın.

9. Coleslaw Salata

Türkiye'de de pek çok restoran ve fast-food'cuda karşılaştığımız bu salata, yapması ve malzemelerinin bulunması en kolay tariflerden biri.

İsterseniz kızarmış tavukla isterseniz köfteyle sunabileceğiniz bu yemek dilerseniz light mayonez ve yoğurt ile yapılarak da tüketilebilir.

Tarif için buraya tıklayabilirsiniz.

10. Sloppy Joe

Aslında kafa karıştırmaya gerek yok, bildiğimiz hamburger ve bildiğimiz bolonez sosun karışımı diyebiliriz.

Amerikalılar bunu elle yemeyi ve sağa sola saçmayı çok seviyorlar ama onları kim suçlayabilir ki?

Tarif için buraya gelin.

11. Pancake

İşte size bir klişe daha!

Her Amerikan annesi mutlaka filmin başında ya da ortasında tavada bir pancake çevirir. Muhtemelen geri kalanlar ise mısır gevreği ya da çırpılmış yumurta yiyordur.

İşte siz de o klişelerin hakimi olmak isterseniz o meşhur pancake tarifi burada!

12. Elmalı Turta

Küçükken Afacan Denis çizgi filminde bu turta soğuması için hep camın önüne dururdu, o günlerden beri gerçeğini yemek için büyümeyi bekledik diyebiliriz.

Şimdi kendisini keyiflice evde yapabileceğimiz tarifi ise hemen burada!

13. Doughnut

Yine bir klişe, yine bir film sahnesi.

Amerikalı polis görev başındadır ve beklerken mutlaka bir adet Dunkin Doughnut bulur ve elinde kahvesiyle birlikte dükkandan çıkar.

Her türü, her türlüsü mevcut kendisinin ama en bilineni çikolatalı, içi Boston kremalı, çilekli ve glazed dedikleri şeker kaplamalısı.